Spirulina, bilinenin aksine bir bitki türü değildir. Su yosunudur ve genellikle toz hâlinde üretimi sağlanır. Hatta bakterigillerden siyanobaktesidir Spirulina. Her ne kadar adı kulağımıza yabancı gelse de aslında hayatımızın yoğun bir köşesinde rast geldiğimiz bir maddedir. Mucize besin olarak da tanıtımı yapılan bu besin sadece gıda takviyesi olarak değil, çiğnediğimiz sakızlarda, tükettiğimiz şekerli gıdalardaki kullanımı kulağa sağlıklı gelmese de gıda takviyelerinde durum başkadır.
Gıda takviyesi olarak Spirulina, zararlı maddeler ile senteze uğramadan, ayrıcalıklı olarak başka bir yerde yetiştirilir. A, C, E ve B vitaminlerinin beraberinde kalsiyum ve magnezyum gibi birçok minerale sahip besleyici ve insan sağlığı açısından oldukça dolu bir besin olarak bilinir. Ayırca her ne kadar mucizevi bir madde olarak bilinse de ve bazı kapitalizm destekçisi reklamcıların kullanımı konusunda abartıya girdiklerinde ve abartılı bir kullanıma teşvik ettiklerinde Spirulina’yı uzmanların söyledikleri kadar kullanmak gerekiyor. Öncelikle gıda takviyesi olarak aldığımız ürünlerin içerikleri çok iyi bir şekilde incelenmeli zararlı bir katkı maddesiyle sentezlenip sentezlenmediğine bakılmalı. Daha sonra ise uzmanların tavsiye ettiği günlük dozajda kullanılmalı. Aksi olduğu takdirde “mucize” olarak adlandırılan bu madde insan sağlığına ciddi zararlar verebilir.
Spirulina’yı kalp problemleri olanlar, metobolizmasını hızlandırma ve bunun beraberinde zayıflamak isteyenler, yüksek kolestrol sorunları olanlar, kaygı, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkları olanlar, adet ağrılarını hafifletmek isteyenler, bağışıklık sistemini daha kuvvetli hâle getirmek isteyenler, sindirim sorunları yaşayanlar ve diyabet hastalığının tedavisinde ve son olarak kemik ve kas güçsüzlüğü çeken birçok insan Spirulina denilen bu maddeyi kullanabilir. Spirulina’nın bilinen bir yan etkisi yoktur fakat Spirulina tuz içerdiği için ve tuz tüketimi konusunda sorunu olan kişiler bir doktora başvurarak Spirulina kullanıp kullanamayacağını sorabilir.